7 Aralık 2008 Pazar

SEN

Seni dinliyorum en ıssız köşesinde cennetin…
Sarmalamışsın dört bir yanımı.
Huzurunda boğuluyorum ezgilerinin,
çok tanıdık ezelden bildik sesin...

Yalnızlıksa yalnızlık olsun çilem.
Seni görür beni her gören.
Yalnızlıksa yalnızlık olsun, çileyse çile.
Kimseler görmesin beni, sen bile…

Ayrılığın yas akşamında gömeyim kendimi senin topraklarına
ve senin yıldızların olsun gece lambalarım.
Sen varsan korkmam yalnızlıktan, topraktan.
Bir yaz akşamı olsun gömeyim kendimi en derinlere.

Senin güneşinle açayım gözümü dünyaya.
Senin sıcaklığın dolsun nefesime.
Sen varsan var olsun bu nefes.
Ve acı bir ezgi olsun uzaklardan..

İstersen konuşma, sadece dinle duyulmayanı.
Gözlerimiz karışsın birbirine, ne ben kalayım ortada ne sen..
Aynı şarkıyı söylesin yüreklerimiz
ve ellerimiz aynı yakamozu aydınlatsın.

Sonu yok bu yalnızlığın,
Sonu yok sensizliğin ve senin.
Kırmızı çiçekler yeşil çimenlerle süsledim bahçemi,
Çok yaram var, yalnızlığımı çal öyle gel.

B.E.

3 yorum:

Ali Sarıgül dedi ki...

Aşk böyle bir şey olsa gerek...Bunu yazan aşıka aşk olsun,Allah aşkını artırsın.

Ama o gözü yaşlı aşık bilsin ki bunca sözü edilip başka köşeye oturtulan aşk bile bir vasıtadır aslında. Çünkü aşk başka aşıklık başkadır. Dava aşıklıktan geçip bihal olan aşk haline ulaşmaktır.

Nitekim onca acıdan sonra Leylasına kavuşan Mecnun:

"Yürü Leyla yürü yoluna git, ben Mevlamı buldum" demedi mi?

sessizçığlık dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
sessizçığlık dedi ki...

Nasıl beyaz martıların kaderi uçmaksa, aşıkların kaderi de yanmaktır diye düşünüyorum. Ne mutlu o Aşık'a yanar yanar da yine yanmak ister o yolda. Şifası yanmak olur hatta. Ateşten çarıkları hiç tereddütsüz giyiveren, demir leblebileri sevgili sundu deyip yutan Aşık yanmaktan usanır mı hiç? Aşıkları bu vasıtadan haberdar eden, derin uykulardan uyandırıp, gözlerini gün ışığına ve onun güzelliklerine aşina eden güzellere aşk olsun... Sonsuz uçuşta Allah aşklarını daim etsin.
topal karınca :)
B.E